Hukuki Danışmanlık
Son Yazılar
Yükleniyor...

11 Temmuz 2024 Perşembe

Ankara Avukat

Ankara Avukat

 


Ankara avukat hizmeti arayanlar için doğru avukatı bulmak, zaman zaman karmaşık bir süreç olabilir. Bu süreçte adından sıkça söz ettiren Av. İsmail Çavuş, uzun yıllardır Ankara avukatlık alanında müvekkillerine destek vermektedir. Hukuk dünyasında geniş bir bilgi birikimine sahip olan Av. İsmail Çavuş, farklı hukuk dallarında edindiği tecrübelerle müvekkillerine en iyi hizmeti sunmayı hedeflemektedir.

Uzmanlık Alanları

Av. İsmail Çavuş'un uzmanlık alanları arasında ceza hukuku, medeni hukuk, ticaret hukuku, iş hukuku ve idare hukuku bulunmaktadır. Her bir alanda derinlemesine bilgi sahibi olan Çavuş, müvekkillerinin karşılaştığı hukuki sorunları çözmek için titizlikle çalışmaktadır. Ankara avukat arayanlar için, Av. İsmail Çavuş'un geniş kapsamlı uzmanlık alanları, kapsamlı bir hukuki hizmet sunmasını sağlamaktadır.

Güvenilirlik ve Profesyonellik

Av. İsmail Çavuş'un pratik hukuki çözümleri ve müvekkillerine sağladığı güvenilir danışmanlık hizmeti, onu Ankara'da tercih edilen avukatlardan biri haline getirmiştir. Hukuki problemlerin karmaşıklığını anlayan ve her müvekkilinin durumunu özenle inceleyen Çavuş, adaletin tecellisi için kararlı bir şekilde çalışmaktadır. Ankara avukat arayanların sıkça karşılaştığı sorunlardan biri olan güvenilirlik konusunda Av. İsmail Çavuş, şeffaf ve dürüst yaklaşımıyla öne çıkmaktadır. Müvekkillerinin haklarını savunurken, yasal süreçlerin her aşamasında kendilerini bilgilendirmekte ve doğru yönlendirmekte olan Çavuş, bu özellikleriyle de takdir toplamaktadır.

Hukuki Süreçlerde Destek

Av. İsmail Çavuş, hukuki süreçlerin her aşamasında müvekkillerine destek olmaktadır. Dava hazırlığı, duruşma süreci, uzlaşma ve temyiz aşamalarında müvekkillerine rehberlik eden Çavuş, her adımda profesyonel bir yaklaşım sergilemektedir. Hukuki süreçlerin karmaşıklığını anlayan ve müvekkillerinin en iyi sonuçları elde etmesi için çaba gösteren Av. İsmail Çavuş, bu alandaki deneyimiyle dikkat çekmektedir.

İletişim ve Danışmanlık

Eğer siz de Ankara avukatlık bir sorunla karşı karşıyaysanız ve güvenilir bir avukat arayışındaysanız, Av. İsmail Çavuş'un deneyimli ekibiyle iletişime geçebilirsiniz. Hukuki süreçlerde profesyonel destek ve doğru yönlendirme için doğru adres Av. İsmail Çavuş ve ekibidir. Müvekkillerinin ihtiyaçlarını anlamak ve en uygun hukuki çözümleri sunmak için sürekli olarak kendini geliştiren Çavuş, Ankara'da güvenilir bir hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır.

21 Temmuz 2022 Perşembe

Kıdem Tazminatı Hesaplama 2022

Kıdem Tazminatı Hesaplama 2022

Kıdem tazminatı hesaplama

Kıdem tazminatı hesaplama 2022, kıdem tazminatı tavanı, nedir, nasıl hesaplanır, şartları, fonu, vakitaşımı, nasıl alınır son hal konularındaki bilgilendirme içeriğimizde bulunmaktasınız. Yukarıdaki tazminat hesaplama aracımız sizler amacıyla oluşturduğumuz bir araçtır.

Bir işçi senelerce bir işletmeye emek vermiş, işletmenin gelişim vakitcine mühim katkıları olmuştur. Yıllar senesi çalıştıkça ücretini almış, ücretini aldığı müddetçe de çalışmaya devam etmiştir. Ancak bir gün rastgele bir sebeple iş akdi sonlandırılınca, bir anda kendisini parasız bulmuş ve çaresiz hissetmiştir.

Yıllarını vermiş bulunduğu emeğinin mahsulü işletme dimdik ayakta dururken kendisi bir anda beş parasız kalıvermiştir. İşte kıdem tazminatı, iş akdi farklı sebeplerle sona ermiş tespit edilen bu işçiye senesinin emek ve birikimine bir karşılık olsun diye düşünülmüş ve içerisine düşmüş bulunduğu çaresizlik hissinden bir nebze olsun kurtulmasını gerçekleştiren bir ödemedir. İş Hukuku Avukatı | Tahancı Hukuk Bürosu müvekkillerine uzun senelardır iş hukuku bölümünde müvekkillerine hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti sağlamaktadır.

Kıdem Tazminatı Hesaplama Programı 2022

Kamu kurumlarında çalışan işçilerin de kıdem tazminatı hesaplama hakkı mevcuttur. Bu tazminatın şartları ayrıntıları ile yasada düzenlenmiştir. Kıdem hesaplama yaparak haklarınızı koruyabilirsiniz.

Özetle kıdem tazminatı hesaplama, hizmet ve üretim vakitcine emeğini ve alın terini koyan işçinin, bağlı bulunduğu teşebbüste geçirdiği emek dolu her senenin vefâen karşılığının verilmesi olarak da ifade edilebilir. İlk olarak 19. Yüzseneda Almanya’da Karl Zeiss fabrikalarında başlayan bu uygulama, vakit ortamında Uluslararası İşbirliği Örgütü’nün (ILO) kurulması ve gelişmesi ile beraber yaygınlaşmış ve Cumhuriyet ardından bizim de iş hukukumuzun bir parçasını oluşturmuş ve aşamalı gelişim vakitci ortamında günümüz hâlini almaya başlamıştır.

Bu aşamada başlıca şu konular tereddüt hususu oluşturmaktaydı:

  • Bir işçi bir işyerinde en az kaç sene çalışmış olması gereklidir ki kendine kıdem tazminatı ödensin?
  • Şirkette geçirdiği her senea bir ödeme yapalım ama bu ödeme bir aylık maaşla mı çarpılsın, yoksa daha azı ile mi?
  • İşçinin hizmet senesi öneme alınırken bundan sonra vakit dilimleri hesaba dahil edilsin mi? Yani diyelim ki işçi 10 sene 4 ay çalışmış olsun. Bu 4 aylık vakit de hesaba oransal olarak dahil edilecek midir?
  • Hangi tür iş sonlandırmalarında kıdem tazminat ödensin? Örneğin işçi kendi istifa edecek olursa tazminatı tekrar de ödensin mi?
  • İşçi vefat edince mirasçılarına kıdem tazminatı ödensin mi?

Bu hususlar aşamalı olarak yapılan meşru farklılıklarla beraber hukuk sistemimiz ortamında belli bir karşılığa kavuşmuş ve hâlihazırdaki kıdem tazminatı hesaplama müessesesi meydana çıkmıştır. Biz de bu yazımızda kıdem tazminatı içeriğine yer vermeye çalışacağız.

Kıdem Tazminatı Davası

Kıdem tazminatı bir işçilik alacağı olmasından bu hususta yaşanan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. İş sözleşmesi sona eren ve kıdem tazminatı almaya hak kazanan işçinin tazminatı işveren doğrulusunda ödenmemesi halunda dava koşulu olan arabuluculuk etkinliği ardından iş mahkemelerinde dava açmak gerekmektedir. Davacı, arabuluculuk etkinliği sonucunda anlaşmaya varılamadığına dair son tutanağın aslını ya da arabulucu doğrulusunda onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.

İşçilik alacağına dair iş mahkemelerinde açılacak davalarda yetki sahibi mahkeme ise davalı gerçek ya da tüzel bireyin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin ya da prosedürün yapıldığı yer mahkemesidir.

Kıdem Tazminatı Davası Nasıl Açılır?

Kıdem tazminatı davası nasıl açılır sorusunu çoğu işçiden alıyoruz. Kıdem tazminatına hak kazanan şahıslar hak kayıbı yaşamamak adına arabuluculuk ve dava vakitçlerini bölümünde eksper bir iş hukuku avukatı ile yürütmelerini tavsiye ediyoruz. Aksi takdirde ciddi hak kayıplarının yaşanması muhtemeldir. Kıdem tazminatı avukatı | H&d Hukuk Bürosu müvekkillerine hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir. Tazminat alamıyorum nereye başvurmalıyım diye soran şahıslar kıdem tazminatı almak amacıyla büromuzla iletişime geçebilir. Kıdem tazminatının eksik ödenmesi dava gerektirecek hallardandır. Bakiye kıdem tazminatı hesaplama amacıyla de arabuluculuk ve dava vakitçleri takip edilmelidir. Kıdem tazminatı arabulucu müracaat prosedürü adliyeden gerçekleşebileceği gibi avukat eliyle UYAP üzerinden de yapılabilir.

Kıdem Tazminatı Davası Ne Kadar Sürer?

İş mahkemelerinde açılan kıdem tazminatı davası ne kadar vakitr sorusunun yanıtı ilk derece mahkemeleri yönünden ortalama 8 ay sürmektedir. Dava sayısal değeri kapsamında istinaf ve yargıtay vakitçleri ise ortalama 1 er sene vakitr. Kıdem tazminatı davası avukatı ile kıdem tazminatı davası gerektiğince süratli şekilde sonuçlandırılabilir.

Kaynak: https://www.hukukidurum.com/ihbar-kidem-tazminati-hesaplama/

5 Mayıs 2022 Perşembe

Vatandaşlık Başvurum Ne Aşamada 2022

Vatandaşlık Başvurum Ne Aşamada 2022

Vatandaşlık başvurum ne aşamada

Vatandaşlık başvurum ne aşamada sorusu, usulüne uygun bir şekilde vatandaşlık başvurusu yapan kişilerin süreç içerisinde sıkça sorduğu fakat sağlıklı bir yanıt bulamadığı soruların başında gelmektedir. Vatandaşlık başvurum ne aşamada sorusuna yanıt vermeden önce Türk vatandaşlığı başvurusunun ne şekilde yapıldığına değinmekte fayda bulunmaktadır. Aksi halde vatandaşlık başvurusu karar aşamasında dahi usuli sebeplerle başvurunuz reddedilebilecektir. Bu gibi olumsuz sonuçlar yaşamamak adına alanında uzman bir vatandaşlık avukatından destek almanız gerekmektedir.

Türk Vatandaşlığının Kazanılması

Türk vatandaşlığının kazanılması birçok yolla olabilmektedir. Son zamanlarda sığınmacılara vatandaşlık verilmesi haberleri gündemi sık sık meşgul etse de Türk vatandaşlığının kazanılması ağır şartlara bağlanmış olup, kanun tarafından korunmaktadır. Türk vatandaşlığı;

  • Türkiye’de doğanlar (Yalnızca doğması yeterli olmayıp anne veya babası Türk vatandaşı olmalıdır.),
  • Türk soyundan gelenler,
  • Türkiye’de evlenenler
  • Türk vatandaşlığından izin yolu ile çıkmış ve tekrar girme talebinde bulunan kişiler tarafından kazanılabilmektedir.

Ancak Türk soyundan gelen kişiler ve anne ya da babası Türk vatandaşı olmak kaydı ile Türkiye’de doğan kişiler hariç diğer yollarla vatandaşlık, otomatikman olmamaktadır. Türk vatandaşı ile evlenen kişiler, Vatandaşlık Kanunu madde 16 uyarınca en az 3 yıl evli kalmalıdır. Bu da yeterli olmayıp yabancı uyruklu vatandaş;

  • Aile birliği içinde yaşama
  • Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
  • Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama, şartlarını karşılamalıdır.

Evlilik birliğinin başladığı tarihten itibaren her zaman vatandaşlık başvurusunda bulunulabilir ve “Vatandaşlık başvurum ne aşamada” sorusu çerçevesinde başvuru sürecini takip edebilir. Ancak biraz önce değindiğimiz üzere şart karşılanmadıkça vatandaşlık kazanılamaz. Bu saydıklarımızın haricinde istisnai olarak Türk vatandaşlığının kazanıldığı haller ise nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğü tarafından her yıl duyurulmaktadır. Duyuruya gitmek için tıklayın. Türk vatandaşlığı kazandıktan sonra, herhangi bir sebeple vatandaşlıktan çıkma işlemini de yapabilirsiniz.

Vatandaşlık başvurum Ne Aşamada? Vatandaşlık Başvurusunun Karar Aşaması Süresi

Vatandaşlık başvurum ne aşamada sorusu genellikle sıklıkla sorulmaktadır. Bunun nedeni ise Türk vatandaşlığı başvurularının ortalama olarak 2-3 yıl kadar sürebilmesidir. Çeşitlik şartları sağlayan yabancı uyruklu kişiler, Türk vatandaşlığına başvuruda bulunduktan 2 yıl sonra ilk geri dönüşleri alabileceklerdir. Başvuruda bulunurken evrakların eksiksiz sunulması, sürecin aleyhinize sonuçlanmasının önüne geçecek ve vatandaşlık başvurusu karar aşaması hızlı netice verecektir. Türk vatandaşlığına başvurmak isteyenlerin hazırlaması gereken evraklar şu şekildedir;

  • Kişinin hangi devlet vatandaşı olduğunu gösterir pasaport veya benzeri belge,
  • Kişinin Kimlik Bilgileri ve aile bağlarını gösterir nitelikte kendi ülke resmi makamlarından alınan ve usulüne uygun onaylatılmış resmi belge,
  • Bekarlık, evlilik, boşanma, ölüm olaylarını gösterir kendi ülke resmi makamlarından alınan ve usulüne uygun onaylatılmış resmi belge (Evlilik tarihi gün/ay/yıl olacak şekilde mutlaka olmalıdır),
  • Kişiler veya vekili tarafından ıslak imzalı doldurulacak başvuru formu,
  • Dosyada başvurusu bulunan her bir birey için kişi başı 15,00 TL Defterdarlıklar içindeki Muhasebe Müdürlüğüne veya Kaymakamlık içindeki Mal müdürlüğüne yatırılacak vatandaşlık başvurusu hizmet bedeli.

Vatandaşlık Başvurusu Hangi Aşamada?

Yukarıda belirttiğimiz şartların beraberinde tam ve eksiksiz bir başvuru yapıldıktan sonra başvurucu kişilerin yapacakları başka bir hukuki ve resmi işlem bulunmamaktadır. Özetle bekleyerek, belirli periyotlar halinde vatandaşlık başvurusu hangi aşamada kontrol etmeleri gerekmektedir. Vatandaşlık başvurusu karar aşaması dahil tüm süreci, sizlere verilen başvuru numarası ve geçici kimlik numarası ise https://www.nvi.gov.tr adresinden takip edebilirsiniz. Vatandaşlık başvurum ne aşamada diye merak etmiyor ve herhangi bir süreç takibinde bulunmuyorsanız da bir sorun oluşmayacaktır. Zira süreç sonunda verilen karar başvururken bildirdiğiniz adrese ve sizin adınıza tebliğ olunacaktır.

Vatandaşlık Başvuru Takip Numarası Nereden Alınır?

Vatandaşlık başvurusu hangi aşamada olduğunun takip edilmesi için başvuru takip numarası gerekmektedir. Başvuru numarası, talep edilmesi halinde nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğü bünyesindeki halkla ilişkiler departmanı ile nüfus ve vatandaşlık işleri il müdürlüklerinin ilgili bölümlerinden alınabilmektedir. 10.11.2014 tarihinden sonra Türk vatandaşlığına başvuran yabancı uyruklu kişiler ise bunlara ek olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin dış temsilciliklerinden vatandaşlık başvuru takip numarasını alabilmektedirler.

Vatandaşlık başvurum son aşamada reddedildi, yeni başvuru yapabilir miyim?

Gerek şartların karşılanmamış olmasından, gerekse sürecin sağlıklı bir şekilde yönetilememiş olmasından kaynaklı olarak vatandaşlık başvurusu reddedilmiş olabilir. Vatandaşlık başvurusu, başvurudan sonra her aşamada reddedilebilir. Buna vatandaşlık başvurusu karar aşaması da dahildir. Başvurusu reddedilen kişi, ikamet ettiği il valiliklerine başvurmalıdır. 30 gün içerisinde herhangi bir yanıt alınmaz ise ya da olumsuz yanıt alınır ise Türk vatandaşlığına geçme isteminin reddinin iptaline ilişkin dilekçe ile ikamet ettiğiniz yer idare mahkemesine başvurarak idare tarafından verilen red kararının iptalini talep edilmesi gerekmektedir.

Türk Vatandaşlığına Geçme İsteminin Reddinin İptaline İlişkin Dilekçe Örneği

Vatandaşlık başvurum ne aşamada sorusu ardından alacağınız red cevabı tüm sürecin olumsuz sonuçlanmasına, gerek maddi gerekse manevi birçok sonucun yaşanmasına neden olmaktadır. Bu gibi durumlarda haklarınızı tam ve eksiksiz kullanmak için uzman bir avukattan hukuki danışmanlık hizmeti almanız gerekecektir. Aksi halde olumsuz sonuçlanan bir vatandaşlık başvuru süreci, beraberinde olumsuz bir itiraz sürecini de getirecektir. Aşağıda sizler için hazırladığımız Türk vatandaşlığına geçme isteminin reddinin iptaline ilişkin dilekçe örneğini kullanarak itiraz edebileceğiniz gibi profesyonel bir destekte alabilirsiniz.

… İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

DAVACI                               :

DAVALI                                :

KONU                                  : Türk vatandaşlığına geçme isteminin reddinin iptali talebinden ibarettir

TEBLİĞ TARİHİ                    :

AÇIKLAMALAR                   :

1-)Tarafımca Türk vatandaşlığı için yapmış olduğum başvuru, idare tarafından “…………………..” gerekçesi ile reddedilmiş ve işbu red kararı tarafıma ../../20.. tarihinde tebliğ olunmuştur.

2-)Vatandaşlık başvurusu için gerekli evrakların tam ve eksiksiz olduğu, red kararına konu evrağın ise başvuru sırasında idareye sunulduğu ek kısmında sunmuş olduğumuz evrak kabul numarasından anlaşılmaktadır. (EK-1)

3-)Bu hususlar gözetilmek üzere tarafımda yapılan Türk vatandaşlığı başvurusunun reddinin iptaline yönelik açmış olduğum işbu davanın kabul edilmesini sayın mahkemenizden talep ederim.

HUKUKİ NEDENLER       : 5901 Sayılı Kanunu İlgili Hükümleri, Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik İlgili Maddeleri

HUKUKİ DELİLLER          :

1-) …/…/… tarihli başvuru

2-) …/…/… tarihli red cevabı

SONUÇ VE İSTEM         : Yukarıda açıkladığımız hususlar gözetilerek,  tarafımda yapılan Türk vatandaşlığı başvurusunun reddinin iptaline yönelik açmış olduğum işbu davanın kabul edilmesi ile tarafımın Türk vatandaşlığına alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla talep ederim. ../../20..

EKLER                             :

1-) Müvekkilin …/…/… tarihli başvurusu ve başvurunun alındığına dair evrak kabul numarası

Ad Soyad (İmza)

Kaynak: https://www.hukukidurum.com/vatandaslik-basvurum-ne-asamada/

16 Nisan 2022 Cumartesi

Tüketici Hakem Heyeti Başvuru

Tüketici Hakem Heyeti Başvuru

tüketici hakem heyeti başvuru

Tüketici hakem heyetine şikayet konusu son yıllarda hayatımıza giren e-ticaret kavramı ile birlikte büyük merak konusu oldu.  Tüketici hakem heyeti uygulaması 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde hazırlanmış olup, tüketici işlemlerinden doğan uyuşmazlıkların daha hızlı çözülmesini amaçlamaktadır.  Bu kapsamda tüketici hakem heyetinin kullanılması ve sonrasındaki prosedür tüketicilerin korunmasında önemli ve etkili bir araçtır.  Haklarınızı aramanın en etkili yolu, yazımızda detaylı olarak ele alacağımız tüketici hakem heyetini kullanmaktır.

Tüketici hakem heyetine nasıl başvurabilirim?

Tüketici hakem kuruluna başvuru şahsen veya yetkili temsilcisi tarafından yapılabilir.  başvurunun konusunu detaylı olarak tartışmış olduğunuz tüketici hakem heyeti başvurusu;  Başvurunuz, e-Devlet'e kayıt olup, PTT üzerinden, posta yoluyla, elden veya internet üzerinden tüketici bilgi sistemine gönderdiğinizde uygulanacaktır.  Tüketici hakem kurulu başvurusu münhasıran bu şekillerde yapılır ve sözlü başvuru yoktur. Ek olarak avukat aracılığı ile başvuru yapmanızı tavsiye ederiz.

Tüketici hakem heyeti başvuru örneği başvuru 2022

Tüketici hakem heyeti başvurusunu doldururken belirli kriterlere uyulması gerekmektedir.  Tüketici hakem kurulu başvurusunun posta yoluyla, elden veya elektronik ortamda tüketici hakem heyetine iletilmesi gerekmektedir.  Elektronik başvurular sadece tüketici bilgi sistemi (TÜBİS) üzerinden yapılabilir.  TÜBİS'e e-devlet üzerinden kayıt olarak ulaşabilirsiniz.

Görevdeki Tüketici Hakem Heyeti

Tüketici hakem kurulu tarafından başvuruya çağrılan merci, başvuru sahibinin yerleşim yeri veya uyuşmazlığın çıktığı yer tüketici hakem heyetidir.  Kabul edilmeyen hakem heyetine yapılan başvurular usule göre reddedilecektir.

Tüketici hakem heyetleri olmayan yerlerde nereye başvurulur?

Tüketici hakem kurullarının bağlı olduğu kuruluşlar;  İllerde il ticaret müdürlükleri, ilçelerde kaymakamlıklar.  Her federal eyalette bir tüketici tahkim kurulu bulunmasına rağmen, her bölgede bulunması zorunlu değildir.  Bu gibi durumlarda, federal eyaletlerdeki tüketici hakem kurullarının sorumluluğu, var olmayan ilçelere kadar genişletildi.

İlçenizde tüketici hakem heyeti yoksa kaymakamlığınızdan il tüketici hakem heyetine gönderilmesini talep edebilirsiniz.  Başvuruyu alan memur, başvurunuzu Tüketici Bilgi Sistemi'ne (TÜBİS) kaydedecektir.

Tüketici hakem kurulu başvuru sonucu

Başvurunuz tamamlandıktan sonra başvurunuz Tüketici Bilgi Sistemine (TÜBİS) yüklenecek ve Komisyon tarafından kontrol edilecektir.  Bu aşamadan sonra verilecek kararı TÜBİS üzerinden takip edebilirsiniz.

Tüketici Uyuşmazlıkları Kurulu başvuru için parasal limitler

Tüketici hakem heyetlerine başvurular, Maliye ve Maliye Bakanlığı tarafından her yıl belirlenen parasal sınırlara bağlı olarak il düzeyinde tüketici hakem heyetleri ve ilçe düzeyinde tüketici hakem heyetleri başvuruları olarak ikiye ayrılmaktadır.  Tüketici Hakem Heyetinin 2022 başvurusu için uyuşmazlık konusu tutarın 15.430 TL'yi geçmemesi gerekmektedir.  Bu tutar üzerinde ihtilaf olması halinde tüketici hakem heyetlerine başvurulamaz.

Tüketici hakem heyetleri uyuşmazlığı nasıl inceler?

Tüketici hakem kurulunun başvuruları genellikle dosyalar incelendikten sonra karara bağlanır.  Ancak bazı durumlarda taraflar ve dosyalama uzmanı fiziki olarak dinlenebilmektedir.

Tüketici hakem kurulları, devam eden bir işlem için gerekli gördüğü tüm bilgi ve belgeleri taraf veya kurumlardan talep edebilir.  Esas itibariyle mahkeme olan taraflar ve kuruluşlar, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için talep edilen bilgi ve belgeleri 30 gün içinde vermek zorundadır.  Bu süre belirli bir süre olmamakla birlikte tarafların talebi ve heyet başkanının inisiyatifiyle uzatılabilir.  Herhangi bir bilgi veya belge sunulmaması durumunda dosyadaki belgelere dayanılarak karar verilecektir.

Bilirkişilik çalışması kapsamında, tüketici hakem heyetleri gerektiğinde davanın niteliğine göre bilirkişi görevlendirebilir.  Tarafların talebi üzerine veya tüketici hakem heyeti başkanının resmi olarak atanması ile bilirkişi görevlendirilebilir.  Bilirkişi devir raporunun dosyalanmasından itibaren 15 gün içinde bilirkişi raporu hazırlanmalıdır.  Acil durumlarda bilirkişi bir defaya mahsus 15 iş günü daha talep edebilir.

Tüketici hakem kurulları ne zaman karar verir?

Tüketici hakem heyeti başvurularının ardından bir dizi inceleme süreci başlıyor.  Gerekirse taraflar dinlenir veya dosyalar incelenmek üzere bilirkişiye teslim edilir.  Tüm bu işlemler tüketici hakem heyetinin kararını etkiler.  Ortalama olarak kararın tebliği 6 ayı bulsa da bazı durumlarda bu süre 1 yılı bulabilmektedir.

Tüketici hakem heyeti çerçevesinde, uyuşmazlık taraflardan birinin rüçhan talebi ve tahkim kurulu başkanının inisiyatifiyle öncelikli gündeme alınabilir.

Tüketici hakem heyetleri kararlarının tenfizi

Tüketici hakem heyetleri, mahiyetleri ve sonuçları itibariyle bir mahkeme ve hüküm niteliği taşımaktadır.  Bu nedenle alınan kararlar, tarafları ve onları etkiliyorsa üçüncü kişileri bağlayıcı niteliktedir.  Ancak, Komite kararları her durumda tam olarak uygulanmayabilir.  Bu gibi durumlarda, İcra ve İflas Kanunu kapsamında icra takibi başlatılacak ve Kurul kararı uygulanacaktır.

Tüketici hakem heyetlerinin kararlarına nasıl itiraz edebilirim?

6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a göre tüketici hakem heyetlerinin kararlarına itiraz mümkündür.  Başvuru sahiplerinden biri, kurul tarafından alınan kararların makul olmadığını düşünürse, kararın tebliğinden itibaren en geç 15 gün içinde Tüketici Mahkemesi'ne başvurmalıdır.  Başvurucunun ikamet ettiği yerde tüketici mahkemesi yoksa tüketici mahkemesi olarak asliye hukuk mahkemelerine başvurması gerekir.

Tüketici Mahkemesi'ne yapılan temyiz başvurusunda şikayetçi, 492 sayılı Harçlar Kanunu kapsamındaki harçlardan muaf tutulmuştur.  Ancak, talep eden merci hukuk mahkemesi olduğundan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kapsamındaki başvurularda, o yargı merciinde belirlenen miktarı aşan masraflar için avans yatırması gerekir.  2022 için ödenecek ortalama tutar ise 100 TL civarında.

Tüketici hakem kurulu kararı olmaksızın tarafların tahkim edilmesi

Tüketici hakem heyetinin taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmesi beklenmeden tarafların anlaşmaya varmaları halinde, bu durumu kanıtlayan bilgi ve belgelerin en kısa sürede Komisyona sunulması gerekir.  Karar gönderildikten sonra heyet tarafından açıklanacak.

Kaynak: https://www.hukukidurum.com/tuketici-hakem-heyeti-basvuru-dilekcesi/

15 Nisan 2022 Cuma

Anlaşmalı Boşanma Protokolü

Anlaşmalı Boşanma Protokolü

Anlasmali-Bosanma-Protokolu

Evlilik birliğini sona erdirmek isteyen eşler, boşanma davasının mali sonuçlarını ve çocuğun durumunu açıklayan anlaşmalı bir boşanma kararı hazırlayarak ve bu başvuruyu hakimin onayına sunarak barışçıl boşanma yolunda ilk adımı atarlar.  Anlaşmalı boşanma sicili, eşlerin evlilik birliğini feshetmek için gönüllü olarak başvurabilecekleri boşanma sebeplerinden biridir.  Eşlerin karşılıklı rıza ile boşanabilmeleri için düzenledikleri anlaşmalı boşanma protokolünün adli kontrol şartlarını sağladığını teyit etmeleri gerekir.  Uygun anlaşmalı boşanma kaydı hakim tarafından onaylandıktan sonra boşanma davası açılabilir.

Anlaşmalı boşanma nedeniyle boşanma, TMK § 166 fıkra 3'te evlilik bağının sarsılması başlığı altında düzenlenmiştir.  Bu kanun hükmüne göre eşler üzerinde anlaşmaya varılan boşanma protokolü sayesinde önceden kararlaştırılan şartlarda hızlı ve barışçıl bir boşanma talep etmektedirler.  Hakim eşlerin dilekçesini ve tutanaklarını uygun görürse boşanma kararı verilir.  Eşler, boşanmanın sözleşme protokolünde zorunlu olan mali ve çocuk meseleleri üzerinde anlaşmalıdır.  Ayrıca dilerlerse tutanaklara seçmeli sorularla ilgili hükümler de koyabilirler.  Taraflar dilerlerse mal rejiminin tasfiyesine, malların birbirlerine veya üçüncü kişilere devrine veya sınırlı bir ayni hakka ilişkin karar alabilirler.

Eşlerin evlilik birliğini hızlı bir şekilde sona erdirmelerine olanak sağlayan anlaşmalı boşanmada, hakim eşlerin kusurlu olup olmadığını değerlendirmez.  Özellikle anlaşmalı boşanmanın şartlarının karşılanıp karşılanmadığı ve mülkiyet konularında ortak bir niyet beyanının bulunup bulunmadığı ve anlaşmalı boşanma kaydında çocukların durumu ile ilgilenmektedir.

2021 Anlaşmalı Boşanma Protokolü Dilekçe Örneği

Eşler, uyuşmazlığa konu olan sebep ve iddiaları, kendileri tarafından düzenlenen yazılı boşanma tutanağı veya tutanağa sözlü beyan şeklinde sunabilirler.  Eşlerin beyanlarını yazılı olarak yapmalarını, boşanmanın önemli konuları hakkında detaylı düşünmelerini, acele karar vermelerini ve hata yapmalarını engeller.  Ayrıca mahkeme tarafından yapılacak inceleme ve soruşturma aşamalarından önce sunulan anlaşmalı boşanma protokolü, yargı sürecini kolaylaştırmaktadır.  Bu nedenle önceden kararlaştırılan boşanmaya ilişkin yazılı bir tutanak hazırlamaları tarafların yararına olacaktır.

 Anlaşmalı boşanmada mal paylaşımı ve malın devri

Taraflar, boşanma protokolüne malın mülkiyetinin diğer eşe devredilmesine veya sınırlı ayni hakların yaratılmasına ilişkin hükümler koyabilirler.  Tarafların talebi üzerine mahkemenin kararlaştırılan boşanma kararı ile taşınmaz, lehine ayni hakkı tesis edilen eş lehine silinir.  Mülkiyet hakkını elde eden eş, bu edinimi doğrudan tescil ettirme hakkına sahiptir.  Mahkeme tarafından verilen çekişmeli boşanma kararı da bir hüküm niteliği taşıdığından, bu karar tapu siciline mahkeme tarafından tebliğ olunur.  Tapu dairesine yapılan bu bildirime istinaden EBL'nin 28. maddesi uyarınca tapu idaresi tarafından tapu kütüğüne şerh yapılır.

Anlaşmalı boşanma protokolünde tarafların üçüncü kişi lehine kazanç elde etmeleri de mümkündür.  Anlaşma protokolünde sıklıkla karşılaşılan bu durum, genellikle eşlerin çocukları lehine tasarlanmaktadır.  Eşler, kendilerine veya bir başkasına ait olan taşınmaz malın mülkiyetinin üçüncü kişiye devredildiğini veya taşınmaz mal üzerindeki ayni hakkının üçüncü kişi lehine tesis edildiğini boşanma sözleşmesinde belirleyebilirler.

Ayni hakkı devretmekle yükümlü olan eş bu yükümlülüğü yerine getirmiyorsa, diğer alacaklı eş, TMK § 716'ya göre tescilin icra yolunu seçmelidir.  Ayrıca çekişmeli boşanmada yükümlü olan eşin, icra tedbirinden önce taşınmazı başkasına devretmesi de mümkündür.  Bu durumda alacaklı olan eş, söz konusu malın diğer eş üzerinde olmaması nedeniyle tescilin icrası için dava açamaz.  Bu durumda alacaklı eşin diğer eşe karşı sözleşmeye aykırılık nedeniyle tazminat davası açması gerekir.

Kaynak: https://www.hukukidurum.com/anlasmali-bosanma-protokolu-ve-dilekcesi/

14 Nisan 2022 Perşembe

Yağma Suçu ve Cezası

Yağma Suçu ve Cezası

yağma suçu gasp suçu cezası

Yağma suçu TCK kapsamında planlama altına alınmış olup, madde 148, madde 149 ve madde 150’de ayrıntılı şekilde açıklanmıştır. Yağma suçunun nitelikli durumu ve asli şeklini düzenleyen alakalı maddeler, suça dair olarak merak edilen bütün hususları ele alabilmektadır. Yağma suçu bakımından yargılama vakitcinin ne şekilde gelişeceği ise Ceza Muhakemesi Kanunu ortamında tespit edilen alakalı usul maddeleri kapsamında düzenlenmektedir. Yağma suçu, halk dilinde gasp, hırsızlık suçu ile sıkça karıştırılmaktadır. Bu kapsamda yağma suçunu yazımızda bildirime çalışacağız.

Yağma Suçu (Gasp) Nasıl İşlenir?

Yağma suçunun işlenişi iki türde olabilir. Bu ayrımı belirleyen neden ise suça husus malın taşınır ya da taşınmaz olmasıdır. İlki taşınır malın yağmalanması suçu, diğer bir anlatımla taşınır bir eşyanın gasp edilmesi. Diğer bir yağma türü de senedin gasp edilmesi, diğer bir anlatımla taşınmaz bir malın sahipliğini gösterir senedin, malın sahibi olan şahıstan cebir ve tehdit kullanarak alınmasını ifade eder.

Yağma Suçunun Unsurları

Yağma suçunun yasa doğrulusunda planlama altına alınması ve suçun faillerine karşı ciddi yaptırımlar uygulanması şahıslerin; beden dokunulmazlığı, malvarlığı dokunulmazlığı ve cinsel saldırılardan korumaktadır. İşbu suç özgü bir suç olarak düzenlenmemiştir. Diğer bir anlatımla fail ve mağdur herkes olabilmektedir. Suçun husussunu ise biraz evvelce bahsetmiş olduğumuz taşınır ve taşınmaz mallar oluşturmaktadır. Ancak taşınmaz mallarda, direkt olarak bir gasp durumu olmadan sadece resmi senet üzerinden bu suçun icrası gerçekleşmektedir.

Yağma suçunun bir diğer öğeyi ise suçun sadece kasti olarak işlenebilir olmasıdır. Yani taksirle yağma ya da ihmali hareketle yağma suçu diye bir kavram TCK ve sair yasa hükümlerinde bulunmamaktadır. Burada kast nedenini meydana getiren asli nitelik, bireyin suçu işlemedeki parasal menfaat amacıdır. Eğer suçun suçlusu parasal bir menfaat elde etmeksizin bu suçu işliyorsa burada yağma suçundan söz etmek olası değildir.

Yağma suçunun öğeleri arasında son ve en mühim öğeyi ise cebir ve tehdit altında suçun icra edilmesidir. Bu neden gasbı, hırsızlık suçundan ayırmaktadır. Hırsızlıktan farkı olarak yağma suçunda; bireyin elinde tespit edilen eşya, cebir ve tehdit kullanılarak alınmakta, hırsızlık suçunda ise mal hileli davranışlar ile ya da mala zarar verme suçunun sonucunda olduğu yerden alınmaktadır. Bu noktada iki suç tarzı net bir şekilde ayrılmaktadır.

Yağma Suçunun Cezası Ne Kadar?

Yağma suçunun cezası, TCK madde 148, madde 149 ve madde 150’de düzenlenmiştir. Ayrı ayrı düzenlenmesindeki gaye ise suçun asli durumunun, nitelikli hallerına oranla daha az cezayı gerektirmesidir. Yağma suçunun asli durumunu düzenleyen TCK madde 148 uyarınca, taşınır bir malın yağmalanması ve senedin yamalanması aynı şekilde cezalandırılacaktır. Buna göre suçun asli durumunu işleyen şahsa verilebilecek ceza, altı senedan on senea kadar hapis cezasıdır. Suçun asli durumu dahi ağır ceza kapsamında ele alınmış, kalitesi itibari ile ağır bir suçtur.

Suçun nitelikli durumunu düzenleyen TCK madde 149 uyarınca, madde metni kapsamında kabul edilen halların vuku bulması sonucunda faile verilebilecek ceza, on senedan on beş senea kadar ağır hapis cezasıdır. TCK madde 150’de ise suçun daha hafif cezası gerektiren nitelikli halları düzenlenmiştir. Buna göre suçu hafifleten nedenlerin bulunması durumunda şahsa verilebilecek asli ceza yarısı oranından üçte bir seviyesine kadar indirilebilecektir. Bu halde suçun asli durumunu işleyen suçlusun alacağı ceza en az 2 sene olacaktır.

Failin cezasına uygulanacak diğer indirimler de mevcuttur. Bunlar Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında düzenlenen hallerın gerçekleşmesi sonucunda meydana çıkabilmektedir. Şartlar karşılandığı takdirde verdiği hapis cezası; adli para cezasına çevrilmekte, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilmekte ve hem de birtakım hallerde faile hiçbir cezaya verilmemektedir. Ceza Muhakemesi kapsamında yürütülen bu yargılama vakitcinin doğru ve sıhhatli bir şekilde yürütülmesi sonucunda bu kabul edilen haller olası olabilmektedir.

Açıkladığımız üzere yağma suçu bakımından öngörülen yaptırımlar çok ağır olmaktadır. Ama yanında düzgün bir yargılama vakitci yönetildiği takdirde, daha süratli çözüme ulaşılacak ve yaptırımlar oldukça hafifletilebilecektir. Gerek suçun mağduru gerekse suçlusu yönünden sıhhatli bir ceza yargılama vakitcinin geçirilmesi elzemdir. Hak kayıbı yaşamamak ve bahsedildiği üzere hukuki bir zeminde yargılamanın etkin bir şekilde yürütülmesi amacıyla bölümünde eksper bir ceza avukatından destek almanızı tavsiye ederiz.

Yağma Suçunda İndirim Halleri

Daha hafif cezayı gerektiren nitelikli halların varlığında fail amacıyla verilebilecek asli cezada indirime gidilecektir. Gasp suçu bakımından bu hal TCK madde 150’de planlama altına alınmıştır. İlgili madde hükmü uyarınca;

Yağma suçuna husus olan eşya, taraflar arasında doğan hukuki bir ilişkiden kaynaklanıyorsa ve fail tabiri yerindeyse hakkı olan bir eşyayı alıyorsa, fail ile alakalı gasp suçundan değil tehdit ve kullandığı cebir uyarınca ceza verilebilecektir. Mesela A ve B arasında bir borç teması bulunmaktadır. A, alacağını tahsil etmek amacıyla B’ye cebir ve tehdit kullanacak olursa, A ile alakalı hükmolunacak ceza tehdit ve kullandığı cebrin TCK’daki karşılığı uyarınca belirlenecektir.

Yağma suçuna husus olan eşyanın parasal sayısal değeri çok azsa ya da hiç yoksa hakim, fail ile alakalı verilebilecek asli cezada yarı yarıya ya da üçte bir oranında indirim yapabilecektir. Mesela ekmek alabilmek amacıyla şahsa silah çeken bir şahsa verilebilecek ceza, asli cezadan daha hafif olacaktır. Ancak unutmamak lazım olur ki bu halde takdir yetkisi hakimdedir. Bazı hallerde hakim, asli cezada indirim yoluna gitmeyebilir.

Yağma Suçuna (Gaspa) Teşebbüs

Yağma suçunda teşebbüs hükümleri program kısmı bulmaktadır. Mesela fail, cebir ve tehdit uygulamış fakat mağdurdan eşyayı alamamış ve bu suçun tamamlanmaması suçlusun inisiyatifi dışında olmuş ise burada teşebbüsten söz etmek olasıdür. Teşebbüs adımında kalmış suçlarda bakılması gereken husus hedefe ulaşılamamış olmasıdır. Yağma suçunda ise gaye, eşyanın alınmasıdır. Eğer fail teşebbüs adımında kalmış bir yağma yani gasp suçu işleyecek olursa, teşebbüs kapsamında cezalandırılacak ve asli cezada indirime gidilecektir. Teşebbüste indirim oranları ise, en çok asli cezada 3/4 indirim en az ise 1/4 indirim olacaktır. Diğer bir anlatımla yağma suçu teşebbüs adımında kalacak olursa fail, en az 1.5 sene hapis cezası ile cezalandırılacaktır.

Yağma Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün açıklamasının geriye bırakılması yani HAGB, şahıs ile alakalı verdiği cezanın 2 sene ya da daha az olması durumunda cezanın infazının yapılmamasını ifade eder. Hakkında HAGB’na hükmolunan şahıs 5 sene vakit ortamında rastgele bir suça karışmaz ise alakalı suçu işlememiş saseneır ve yağma suçundan beraat etmiş kabul edilir. Ancak şahıs kendine tanınmış 5 senelik vakit ortamında rastgele bir suç işlerse, hem ilk suç amacıyla hem de son suç amacıyla ayrı ayrı ceza alacaktır. HAGB’nin yağma suçunda program kısmı bulması, suçun asli şeklinde ve daha ağır cezayı gerektiren nitelikli durumunda olası değildir. Ancak daha hafif cezayı gerektiren nitelikli halları düzenleyen TCK madde 150 kapsamında fail, HAGB’den yararlanabilecektir.

Yağma Suçunda Zamanaşımı

Kanun uyarınca soruşturulması şikayete tabi olan suçlarda, 6 ay ortamında suça dair bir şikayet yapılmaz ise alakalı fiilden dolayı dava açma hakkı ortadan kalkacaktır. Ve bu halde yağma suçu şikayete tabi mi? sorusu gündeme gelecektir. Yağma suçu yani diğer ismi ile gasp suçu, şikayete bağlı bir suç değildir. Soruşturulması re’sen (kendiliğinden) yapılmaktadır. Bu sebeple suçun ihbar edilmesi ya da rastgele bir surette kolluk güçleri doğrulusunda öğrenilmesi, tahkîkat aşamasının bağlaması bakımından yeterli olacaktır. Ancak ihbar ya da re’sen tahkîkat amacıyla de bir üst vakit vardır. Suçun tamamlanmasından itibaren 15 sene ortamında hiçbir şekilde tahkîkat başlatılmaz ise dava zamanaşımı zamanı dolacak ve bu suç bakımından faile ceza verilmeyecektir. Ceza hukukunda dava zamanaşımı vakitleri netkes düzenlenmiştir.

Yağma Suçunda Görevli ve Yetki sahibi Mahkeme

Gasp suçunda vazife ve yetki husussu ile alakalı ise; Türk ceza yargılamasında hapis cezasının alt sınırı 10 sene olan bütün suçlar, ağır ceza mahkemelerinin kapsamına girmektedir. Aynı vakitte birtakım istisnai suçlar da alt sınırı 10 sene olmamasına karşın bu kapsamda değerlendirilir. Ağır ceza mahkemesinin kapsamına girmeyen bütün suçlar amacıyla ise vazifeli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir.

Yağma suçu ise ceza miktarına bakılmaksızın ağız ceza mahkemelerinde görülmektedir. Bu bakımdan işbu suç amacıyla vazifeli mahkeme ağır ceza mahkemeleridir. Yetki husussu ile alakalı ise suç nerede işlendiyse oradaki ağır ceza mahkemesi vazifeli ve yetki sahibi olacaktır.

Kaynak: https://www.hukukidurum.com/yagma-sucu-gasp-sucu-cezasi/

İsim Değiştirme Davası

İsim Değiştirme Davası

isim değiştirme davası ve dilekçesi

İsim değiştirme davasında amaç, kişilerin kendi adlarını seçmemesi ve bundan kaynaklı birtakım sorunların ortaya gelmesidir. İsim değiştirme davası açmak amacıyla bireyin taşıması lüzumen tek konu dava ehliyetine haiz olmaktır. İsim değiştirme davasının açılmasında rastgele bir dava şartının bulunmaması, her talep edenin adını değiştirebildiği manasına gelmemektedir. Burada karşımıza çıkan, tıpkı yaş revizyon davasında bulunduğu gibi hukuki faydasın zenginliği olmaktadır. 

İsim değiştirme davası açacak bireyin, adını değiştirme konusu ile ilgili bir hukuki faydası bulunuyorsa dava kabul edilecek, aksi durumda dava reddedilecektir. Haklı sebep ile anlatılmak dilenen ise örnek olarak bireyin adının nüfusa yanlı geçirilmesi, toplumda bireyi rencide edici ufak düşürücü düzeyde bir adının olması gibidir.

İsim Değiştirme Davası

İsim değiştirme davasını açmak isteyen kişi, yaşadığı yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesine, dava dilekçesi ile müracaat ederek yargılama vakitcini başlatacaktır. Görevli ve yetki sahibi mahkeme dışında bir mahkemede dava açılacak olursa usulden reddedilecektir. Bu konua önemle ilgi edilmelidir. Asliye Hukuk Mahkemesine yasenean isim değiştirme davası dilekçesi ortamında ise bireyin kendince haklı namacıylaleri kusursuz bir şekilde yazılmış olmalıdır. Çünkü hakim taleple bağlıdır. Bunun manası ise sizin talep etmediğiniz konulara değinmeyecektir.

Yukarıda da açıklandığı üzere haklı namacıylaleriniz mahkeme doğrulusunda yerinde bulunacak olursa davanız kabul edilecektir. Fakat mahkeme gerçekleştireceği araştırma ve tetkik neticesinde, isim farklılığı talebinde belirleme edilen bireyin hukuki bir faydasının bulunmadığını belirleme ederse davayı reddedecektir. İsim değiştirme davası daha önceleri çekişmesiz yargı işi olarak kabul edilirken, yüksek mahkemenin verilen bir karar neticesinde davalı tarafın olabileceği, bunun da nüfus müdürlüğü bulunduğunu belirtmiştir. Bu karar neticesinde ise açılacak davada davalı, nüfus müdürlüğü olacaktır. Davayı bir avukat aracılığı ile açmanız, hak kayıplarının önüne geçecektir.

İsim Değiştirme Davasında İstinaf

İsim değiştirme davasında yasa yolu, davanın reddedilmesi neticesinde istinafa gidilebilmesi manasına gelmektedir. Eğer davacının aleyhine karar verilirse davacı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 345 uyarınca kararın kendine tebliğinden itibaren 2 hafta ortamında istinaf yasa yoluna başvurabilecektir. İstinafa gidildiği takdirde verilen bu aleyhte karar usuli yönden ve temel tarafından incelenecek ve nihai karar verilecektir. İstinaf mahkemesi, ulusal mahkemenin kararı yerinde bulunursa istinaf taleplerini reddeder. Yerel mahkemenin kararı yerinde bulunmaz ise de ulusal mahkemece verilen kararın kaldırılmasına hükmedilir.

Soyad Değiştirebilmek Mümkün Müdür?

Soyad nasıl değiştirilir sorusunun yanıtı da kısmi olarak isim nasıl değiştirilir sorusu ile aynıdır. Şöyle ki; soyadı değiştirmek isteyen bireyin karşılaması lüzumen birtakım şartlar bulunmaktadır.  Bu şartlardan en muhimi ise haklı namacıyla ve hukuki faydasın zenginliğidır. Aynı isim değiştirme davasında bulunduğu gibi soyadın değiştirilmesi amacıyla bireyin haklı sebebi, somut olaya göre değişebilmektedir. (Davanın doğru mahkemede ve doğru yerde açılması gibi.) Soyadı değiştirmek amacıyla dava açmak isteyen kişi, soyadı değiştirme dilekçesini yaşadığı yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesine sunmalıdır. Bu sayede yargılama başlamış olacaktır.

Dava Açmadan İsim Değiştirme İmkanı Var Mıdır?

Dava açmadan isim değiştirme durumları sınırlı sayıda olmaktadır. E Devletten isim değiştirme durumları, 5490 saseneı Kanun geçici madde 11’de planlama altına alınmıştır. İşbu geçici madde uyarınca 06/12/2019 tarihinden itibaren saseneı konuların arlığı durumunda, 3 sene ortamında dava açmadan sadece nüfus müdürlüğüne yazılı olarak müracaat ederek isim değiştirmek olası olacaktır. 

İsim Değiştirme Dilekçesi Örneği

İsim değiştirme dilekçesi örneği içerisine eklenmesi ve dilekçe örneği doldurulurken ilgi edilmesi lüzumen birtakım konular bulunmaktadır. İsim değiştirme davası, fazlası bireyin talep ettiği bir nüfus kaydı revizyon davası türüdür. Kural olarak nüfus kaydı revizyon işlemi, bireyin isim değiştirme dilekçesini yaşadığı yerde belirleme edilen Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunması ile başlamış olacaktır. Fakat birtakım durumlarda dava açmaya lüzum kalmadan, sadece nüfus müdürlüğüne başvurmak amacıyla de isim farklılığı olası olmaktadır.

Dava açmadan isim değiştirme uygulaması, son senelerde teknolojinin de gelişmesiyle e devlet üzerinden de yapılabilmektedir. E-devletten isim değiştirme de tıpkı nüfus müdürlüğüne isim farklılığı amacıyla başvurmakla aynı neticesi doğurmaktadır. Nüfus müdürlüğüne müracaat durumunda çok süratli bir şekilde farklılık olasıdür. İsim farklılığı davası ne kadar vakitr sorusunun yanıtı net olmamakla beraber 2-4 ay arasında farklılık göstermektedir. Mahkemenin iş yükü ve yargılamanın sıhhatli ilerlemesi gibi faktörlere bağlı olarak bu vakit kısalıp azalabilmektedir.

Kaynak: https://www.hukukidurum.com/isim-degistirme-davasi-ve-dilekcesi/

Featured

[Featured][recentbylabel2]
Bildirimler
Alanında uzman avukatlardan hukuki destek almak için bizimle iletişime geçin.
Kapat